(Bu yazı Ekonomik Gündem Gazetesi’nde (Haziran 2016) yayınlanmıştır)
DİJİTAL PARA MERKEZ BANKALARININ VAROLUŞ NEDENİNİ ORTADAN KALDIRABİLİR Mİ?
Amerikan mizahçılarından Will Rogers (1879-1935) insanlığın en büyük üç icadının ateş, tekerlek ve merkez bankacılığı olduğunu söylemiş. Bu söz yazılı olarak ancak 1960 yılında fark edilebilmiş. Tıpkı günümüzün bir numaralı sanal parası Bitcoin gibi. Temelleri 2008’de atılan bitcoine ilişkin verilerin başlangıcı 19 Temmuz 2010 ve en başta yer alan değer 0 (sıfır). Nisan 2011 tarihinde 1 bitcoin = 1 Amerikan Doları paritesine ulaşan bitcoin Nisan 2013 tarihinde tam 143 Amerikan dolarına ulaşmış. 25 Kasım 2013 tarihinde ise tüm zamanların zirvesi, yani 1 bitcoin= 979,45 Amerikan Doları olmuş (bazı kaynaklarda 1240+ Amerikan Dolarını gördüğü de ifade ediliyor). İki yılda gözlenen yaklaşık 1000 katlık değer artışı hangi ekonomik teori ya da mantık ile açıklanır bilemiyorum. Konunun görsel olarak algılanması için Bitcoinin Amerikan doları karşısındaki saatlik, günlük, haftalık, aylık ve dolaşıma çıktığından bugüne kadar olan seyri grafik ortamında verilmektedir.
Bitcoin ile birlikte anılan bir başka kavram daha var: Blockchain (blok zincir). Bu kavramları bilmiyorum diye üzülmeyin, henüz bu işle uğraşanlar bile doğru dürüst bilmiyor bu konuyu. Öyle internetten filan öğrenmek de kolay değil. Kolay diyorsanız aşağıda Wikipedia’dan alıntılanan ve blokchain üzerine yazılmış açıklayıcı paragrafı lütfen dikkatle okuyun ve anlamaya çalışın:
Blok zinciri, ilk defa Bitcoin ile ortaya konulmuş olan, içerisinde kayıtların birbirine kriptografik elementlerle bağlı olduğu (bkz: Hash fonksiyonları) sürekli büyüyen dağıtık bir veritabanıdır. Bu veritabanındaki kayıtlar bir blok olarak paketlenmiş ve değişime karşı korunmak amacıyla kendinden gelen önce gelen blokların hash değerleriyle bağlanmıştır. Bu dağıtık veritabanı fikrinin en bilinen uygulaması, kriptopara (veya sanal para) için dağıtık bir şekilde tutulabilecek para aktarım ve kayıt defterinin oluşturulmasıdır. Bu şekilde tutulan veri, gerçekte bir bankanın gelir-gider defterine benzeyen bir şekilde zaman damgalarıyla beraber tutulan bir yığın kayıttan oluşur. Bitcoin üzerinde herhangi bir merkezi yönetim olmadığından, kullanıcılar peer-to-peer şeklinde izne gerek olmaksızın bu platformdan faydalanabilirler.
Durum bu halde iken piyasa profesyonellerinden gelen talep üzerine sanal para bitcoini güçlendiren blockchain teknolojisi ile ilgili olarak İngiltere’nin dünya çapındaki üniversitesi Cambridge, yöneticiler için blockchain kursları açmayı bile planladığını söylemiş. Bu kurslarda öğretilecek şeyler elbette sınırlı. Örneğin blok zincir nedir, nasıl kullanılır gibi daha çok uygulama örnekleri üzerine bir eğitim. İşin aslı ise ciddi bir matematik bilgisi üzerine bilgisayar bilimleri çerçevesinde yazılım ve kriptografi (şifreleme) eğitimi gerekiyor. Bunun da kolay bir eğitim olmadığı aşikâr. Yeri gelmişken bu tür zorlukların aynı zamanda fırsatlar sunduğunu ve ülkemizdeki matematik ve kriptoloji ile bilimsel hesaplama bölümü öğrencilerine yakın gelecekte büyük imkânlar sağlayacağını da ifade edelim.
Evet, bitcoin işlemlerine benzer para transferi işlemleri gün içinde hatta saat başı milyonlarca işlem hacmine ulaşabiliyor. Ancak bitcoin farklı, zira ortada fiziki anlamda bir para yok! Aslında konuyu ciddiye alan tüm banka ve finans kurumları gizliden gizliye bu işi anlamaya, çözmeye çalışıyor. Bankaların teknolojik altyapılarında inanılmaz rakamlara ulaşan tasarruf sağlayacağı ifade edilen bu teknolojiyi Blythe Masters aynen şöyle açıklıyor: “Bu teknolojiyi 1990ların başında palazlanmaya başlayan internet teknolojisi kadar ciddiye almalısınız. Bir an düşünün, e-mail ile para gönderiyorsunuz”. Evet, ortada ne banka var ne de başka bir şey… Bu arada Blythe Masters söylüyorsa ciddiye almak gerek, ne de olsa kredi temerrüt swaplarının annesi sayılır.
BİTCOİN’İN KISA TARİHİ: Bitcoin ilk kez Satoshi Nakamoto takma adı ile yazılan “Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System (Bitcoin: eşler (denkler) arası elektronik nakit sistemi )” başlıklı makale ile adını duyurdu (https://bitcoin.org/bitcoin.pdf). 2009 yılında işlem görmeye başladı ve 2012 yılında dijital para kullanıma, dolaşıma girdi. 2013 yılında 1 bitcoin = 1000 Amrikan Doları eşiğini zorlamasıyla Amerika bitcoin ile işlem yapan Silk Road isimli e-ticaret sitesini kapattı. 2014 yılında bankalar bitcoin ile kara para aklanabileceği uyarısında bulundular. Dijital para borsası Mt Gox 480 milyon dolarlık müşteri hesaplarının yok olması ile birlikte çöktü. 2015 yılına gelindiğinde finansal kurumlar blok zincir teknolojisini bitcoin kullanarak test etmeye başladılar. 2016 yani bu yılın başlarında Satoshi Nakamoto’nun kimliği de ortaya çıktı. Bitcoinin yaratıcısı olduğunu iddia eden Craig Steven Wright, 1970 Brisbane (Avustralya) doğumlu. Bilgisayar bilimleri okumuş, Charles Sturt Üniversitesi mezunu, birçok kurumda çalışmış, hatta bir online kumarhanenin tasarımında da görev almış. Craig oldukça ilginç konularda eğitim görmüş, ilk doktora tezi teoloji (Tanrıbilim) üzerine. İkinci doktora tezi ise “bilgi sitemleri riskinin sayısallaştırılması” üzerine. Kendinin yazdığı ve ortak yazarla yazdığı birçok kitabı olan Craig aynı zamanda New South Wales bölgesindeki Uniting Church (kilisesinin) mütevelli üyesi.
Bitcoin verilerini yakından izleyen Coindesk sitesinden verilen bilgiye göre bitcoinin piyasa değeri bugün 10 milyar Amerikan Dolarını aşmış durumda. Konuyu ciddiye alan piyasa uzmanları bugün gelinen nokta için şu uyarıda bulunuyorlar: Bankacılık işi birkaç yıl içinde bugünkünden çok farklı olacak.
Gelelim yazının başlığındaki sorunun cevabına. Yani “dijital para merkez bankalarının varoluş nedenini ortadan kaldırabilir mi”? Gidişat öyle gösteriyor, diyeceğimiz o ki ülkelerin bağımsızlığının simgelerinden olan para basma imtiyazı yakın bir gelecekte tarihe karışabilir. Bu bağlamda SDR’yi (Special Drawing Rights=Özel Çekme Hakları) küresel para yapmak üzere kollarını sıvayan IMF’ye çok iş düşüyor.
Teknolojiyi yakından takip etmeyen ve bu konuda zaman israf eden kurumları büyük bir maliyet ve beklenmedik riskler bekliyor. Konunun vazgeçilmezleri ise eğitim ve disiplinler arası işbirliği. Kamu kurumlarındaki elemanların bilgi birikimi ve nitelikle eğitime sahip olmaları eskisinden daha da önemli hale gelmiş durumda. Kendi uçağınızı kendiniz yapmak zorundasınız, aksi takdirde maliyet katlanamayacağınız kadar yüksek olabilir. Özgür ortamda özgür düşünce ile hareket eden üniversiteler bilimsel yeniliklerin ve bilimi ülkeye taşıyıp yaymanın en vazgeçilmez kurumları. Tabii ki en sonda söylüyoruz ama en başta gereken hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistemin tesisi ve kesintisiz sürdürülmesi.
Bitcoinin yaratıcısı olduğunu iddia eden Avustralyalı Craig Steven Wright
http://www.stuff.co.nz/business/world/79545401/Bitcoins-creator-What-we-know-about-Craig-Steven-Wright
BİTCOİN FİYAT GRAFİKLERİ (SAATLİK, GÜNLÜK, HAFTALIK, AYLIK ve TAMAMI)