Günaydın

Günlük olarak yazmayı hedeflediğim köşenin adı Günaydın olsun istedim. Güneşli, yepyeni bir güne merhaba derken sizlere etrafımızda olup bitenleri kendi penceremden aktarmak, bilgi dağarcığımı ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak için yazacağım. Günaydın, rahat bir uyku, dinlenmiş bir vücut, sağlıklı bir ruh halinin göstergesi olarak güne başlarken ağzımızdan çıkan ilk kelime (duruma bağlı olarak ağzınızdan çıkan ilk kelime elbette farklı olabilir :-)).

Bilgisayar ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler, ulaşılan hız, işlemlerin gerçekleştirilme süresinin kısalması, hedefe uygun ama hayal edilmesi bile güç yazılımların geliştirilmesi gibi unsurlar hayatımızı kolaylaştırırken bir çok riski de beraberinde getiriyor. Bence bu risklerin en başında “etrafımızda olup bitenleri fark edememek” geliyor. Zira bu risk, diğer risklerin de doğmasına neden oluyor. İşte geç farkedilen riskler için de mecazi anlamda Günaydııııın denilebiliyor.

Bakalım bu sayfadaki ilk yazımı hangi konuda yazacağım? Ben de merak ediyorum doğrusu. Şu an saat 15:28, 09 Mart 2011. Ankara’da kar, İstanbul’da kar ama sizlere bu satırların yazıldığı İzmir’de güneş, mavi deniz, biraz soğuk (efendim bakalım kaç dereceymiş sıcaklık… 4 derece, eh sıcak sayılmaz ama çok soğuk da değil!).

Masamda The Economist Dergisi var, kapağında JUST AS THE WORLD ECONOMY WAS RECOVERING başlığı ve gezegenimizin uzaydan çekilmiş görüntü imajını veren bir dünya haritası üzerinde Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun ortasına yerleştirilmiş bir varil petrol ve tepesinde yanmakta olan bir fitil. Yani “TAM DA İŞLER DÜZELİRKEN NERDEN ÇIKTI BU İŞ?” der gibi. Acaba sizce de öyle mi? The Economist’in içindekiler kısmına göz atıyorum ve başlıklar adeta içine çekiyor, okumak için sabırsızlanıyorum ve dergiyi bir kenara koyarken altından FOREIGN AFFAIRS Dergisi çıkıyor.  İki manşet var, birisi THE TEA PARTY AND AMERICAN FOREIGN POLICY, diğeri biraz korkutucu, WILL CHINA’S RISE LEAD TO WAR?. Peki Çin’le kim savaşacak? Umarım biz savaşmayız :-). Tabii ki yazı doğrudan ABD’yi işaret ediyor. İLGİNÇ! FOREIGN AFFAIRS’de başka neler varmış bakalım… Currency Wars (Liaquat Ahamed), Currencies Aren’t the Problem (Raghuram Rajan) başlıklı iki yazı hemen dikkatimi çekti. Liaquat Ahamed bildiğiniz gibi Lords of Finance kitabının yazarı. Raghuran Rajan ise Fault Lines kitabının yazarı. Mutlaka hem kitapları hem de bu yazıları hemen okumalıyım. Kitaplar zaten kütüphanemde mevcut, okunmayı bekliyorlar uzun zamandır. Masamda yer alan bir diğer dergi The Middle East. İlginç konular var, ama ilk etapta kitap tanıtımı kısmında yer alan bir kitap ilgimi çekti: TURKEY AND THE DILEMMA OF EU ACCESSION, by MIRELA BOGDANI. Tanıtım yazısına bakılacak olursa Mirela Hanım’ın kitabı ilginç saptamalarla dolu gibi görünüyor.

Evet, ilk yazım ne üzerine olacak diye merak ediyordum. Günaydın dedik ve başladık. Tanıyanlar bilirler, bir kez mikrofonu elime geçirdim mi kimseciklere bırakmam :-).  Efendim hepinizin günü aydın olsun. Tekrar bu satırlarda buluşmak dileğiyle. Coşkun Küçüközmen


Facebook

Twitter

LinkedId

Login Status

You are not currently logged in.